Araştırma Projeleri

Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı, ülkemize yeni açılımlar getiren bir çok projenin kuruluşunda etkin olarak yer almıştır. Bunların arasında, doğa ve fen bilim dalları ile arkeolojiyi birleştiren, TÜBİTAK, ODTÜ, Boğaziçi, Çukurova ile birlikte Arkeometri Ünitesi, ODTÜ ile birlikte, ilk önceleri Keban Projesi adı ile kurularak daha sonra TAÇDAM olarak adı değişen, kültürel varlıkların kurtarılmasına yönelik Fırat ve Dicle Baraj Göl Alanları’ndaki uluslararası çalışmaların eşgüdümü projesi, Chicago Üniversitesi ile birlikte Neolitik kültürlere yönelik olarak yürütülmüş Güneydoğu Anadolu Karma Projesi, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) kapsamında Türkiye Kültür Sektörü Projesi sayılabilir.

İlk yıllardan itibaren, ülkemizin tarihöncesi kültürlerinin araştırılması için yoğun bir program uygulanmış, İstanbul-Fikirtepe, Kırşehir-Hashoyük, Adana-Karatepe-Aslantaş, Eskişehir-Pişmişkale gibi yerlerde kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Prehistorya’nın bağımsız diploma vermeye başladığı 1961 yılından itibaren, arkeolojik kazıların yanısıra, ülkemizde, planlamaya yönelik kültür envanteri çalışmaları ağırlık kazanmış, bu bağlamda, Devlet Planlama Teşkilatı ile Çukurova Gelişme Projesi, Siirt-Diyarbakır-Urfa Bölgeleri, Keban, Karakaya, Atatürk Baraj Gölü Alanları, Trakya-Marmara Bölgesi, Ceyhan-Aslantaş Baraj Gölü Alanı, Orta Anadolu Nevşehir-Aksaray-Niğde ile Doğu Melendiz Yüzey Araştırması, Kastamonu, Birecik-Suruç kültür envanteri çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

Bu çalışmaların yanı sıra Urfa’da Biris Mezarlığı, Söğüt Tarlası, Akarçay Tepe ve Mezra Teleilat, Diyarbakır’da Çayönü ve Griki Haciyan, Elazığ’da Tepecik ve Tülintepe, Malatya’da Değirmentepe ve İkiz Höyük, Adana’da Kumkale ve Domuztepe, Aksaray’da Musular, Gelveri-Yüksek kilise, Niğde’de Kaletepe, Edirne’de Hoca Çeşme, İstanbul’da Yarımburgaz ve Pendik, Kırklareli’nde Tilkiburnu ve Taşlıcabayır ile Tekirdağ’da Toptepe kazıları gerçekleştirilmiştir.

Anabilim Dalımız bünyesinde gerçekleştirilmiş ve devam eden projeleri aşağıdaki harita üzerinde görebilirsiniz.


AVCI-TOPLAYICI-GÖÇER YAŞAMDAN YERLEŞİK YAŞAMA GEÇİŞ - AKSARAY İLİ SİSTEMATİK YÜZEY ARAŞTIRMASI

Aksaray İli Sistematik Yüzey Araştırması, Orta Anadolu’nun doğusunda, Batı Kapadokya’da gerçekleştirilmektedir. İlk kez 2016 yılında başlayan proje, T.C. Kültür Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ile Dr. Nurcan Kayacan, Dr. Güneş Duru ve Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran’ın bilimsel başkanlığında yürütülmektedir.

İnsanlık tarihinde, avcı-toplayıcı-göçer yaşamdan yerleşik yaşama geçiş süreci, birçok coğrafyada farklı şekillerde ve ivmede gerçekleşmiştir. Proje, bugünkü yaşantımıza önemli etkileri olan bu geçişin Batı Kapadokya’da nasıl yaşandığını cevaplamayı amaçlar.

Batı Kapadokya, volkanik faaliyetler ile oluşmuş jeomorfolojik yapısı ve volkanizmanın oluşturduğu, tarihöncesi dönem insan topluluklarının gündelik yaşantılarında ihtiyaç duyduğu obsidiyen, bazalt, tüf vb. gibi hammadde çeşitliliği ile özel bir coğrafyadır. Melendiz Dağları’ndan doğarak Tuz Gölü’ne kadar uzanan Melendiz Nehri ile birlikte dağlık, kayalık yüksek alanlar, ovalar, vadiler gibi jeolojik formasyonların çeşitliliği ile dikkati çeker. Bölge, bu özelliğine bağlı olarak, tarih boyunca birçok habitatın beraber yaşamasına olanak sağlamıştır.

MÖ 9. bin yıl ortalarında Melendiz Nehri kıyısında bölgenin bilinen ilk kalıcı yerleşmesini kuran Aşıklı Höyük (www.asiklihoyuk.org) sakinleri dışında, bölgenin diğer yerel topluluklarına ait ilk kalıcı yerleşmeler ve öncesinde avcı-toplayıcı-göçer topluluklara ait mevsimlik ya da geçici kamp alanları bilinmemektedir. Proje, bölgede Epipaleolitik ve Erken Neolitik Dönem’e tarihlenen arkeolojik bulguları saptamayı ve bu yolla Batı Kapadokya’da yerleşikliğe geçiş sürecini Aşıklı Höyük Kazı ve Araştırma Projesi’nden elde edilen sonuçlar ile birlikte çok yönlü ve bütüncül bir şekilde değerlendirmeyi hedeflemektedir.


   

AŞIKLI HÖYÜK ARAŞTIRMA PROJESİ

Aşıklı Höyük Araştırma Projesi, Anabilim Dalımız öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ufuk Esin başkanlığında 1989 yılında başlamış, günümüzde Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran ile Dr. Güneş Duru’nun başkanlığında, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ve mali desteğiyle yürütülen bir araştırma projesidir; Orta Anadolu’nun Kapadokya kesiminde (Aksaray İli) günümüzden 10 bin yıl öncesinde yaşamış Aşıklı topluluğu üzerinden, tarihöncesi toplulukların sosyal ve ekonomik yaşamlarını, çevre koşullarını, davranışlarını, inançlarını araştırmaktadır.

Aşıklı topluluğu, avlanarak, çeşitli bitki, yemiş/meyve, vb. toplayarak yaşamakta olan göçer toplulukların aynı yerde uzun süreli yerleşme kararı alarak, kalıcı konutlar oluşturmaya, hayvan evcilleştirmeye, üretime başlayan bir topluluktur. 1000 yılı aşkın bir zaman dilimi içerisinde 25/30 kuşak boyunca aynı yerde herhangi bir kesinti olmaksızın sürdürdükleri yaşamları, tarihöncesi toplulukların teknolojik, ekonomik, bilişsel ve toplumsal dönüşümlerini yansıtır.  İnsanlık tarihinde yaşanan en önemli kırılma noktalarından biri olan söz konusu tüketimden üretime, kolektif yaşamdan bireyselliğe doğru eğilimlerin aşamalarıyla belgelendiği bu dönüşüm/değişim, sosyal bilimler ile fen bilimleri uzmanlarının iş birliğiyle geliştiren yeni ve güncel düşünce ve uygulama yöntemleriyle araştırılmaktadır.

Proje kapsamında tarihöncesi arkeolojisi ile ilgili uzmanlık alanlarında uzman yetiştirme, toplumsal bilgi paylaşımına katkıda bulunma, deneysel arkeoloji yoluyla yapım süreçlerini inceleme, koruma ve sergilemeye yönelik yöntemler geliştirme gibi hedefler ve çok yönlü anlayışla sürdürülen araştırma projesinin ayrıntılı tanıtımı için, www.asiklihoyuk.org sitesini ziyaret edebilirsiniz.


   



İSTANBUL İLİ YÜZEY ARAŞTIRMALARI (İstYA) PROJESİ

İstanbul ili ile ilgili yapılan arkeolojik-tarihsel araştırmalar içerisinde son yıllarda önemli projelerden biri olan İstanbul İli Yüzey Araştırmaları (İstYA) Projesi 2013 yılından itibaren T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ile İstanbul ili Avrupa yakasında Silivri, Çatalca, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Sarıyer ve Gaziosmanpaşa ilçelerinde; Anadolu yakasında ise Maltepe, Pendik, Kartal, Çekmeköy, Sultanbeyli, Sancaktepe, Beykoz, Şile Tuzla ilçelerinde yapılmaya başlanan ve tarihöncesi dönemleri kapsayan bir arkeolojik yüzey araştırması projesidir. İstanbul İli Yüzey Araştırmaları (İstYA) Projesi kapsamında üç ana uygulama alanı bulunmaktadır. Bu uygulama alanlarından ilkini yerinde belgelemeye dayalı “Arazi Çalışmaları” oluşturmaktadır. İkinci uygulama alanı “Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS)” çalışmaları, üçüncüsü ise “Sözlü Tarih" çalışmalarıdır.

İstanbul ilinde özellikle son yıllarda kentin inşaatlarla kaplı kesiminin çeperinde ve aralarında kalmış nadir parsellerde yürütülmektedir. Projenin yürütüldüğü coğrafi sınırlar özellikle idari yapılanma olarak bir kentin bütününü hesaba katmanın yanı sıra tarihöncesi dönemde gerek İstanbul Boğazı’nın daha doğuda olması gerekse deniz seviyelerinin değişimine bağlı olarak kıyı şeridinin değişimi gibi bugün için bir ayraç özelliği taşıyan bilgilerin tarihöncesi dönemde farklı oldukları göz önüne alınarak belirlenmiştir. Kentin büyüklüğü ve önemli ölçüde yapı işgali altında olmasına karşın son yıllarda başta “Yenikapı” olmak üzere “Küçükçekmece Göl Havzası Kazıları” gibi heyecan verici yeni keşiflerin gerçekleşmesi kadar bu yerlerden elde edilen arkeolojik bilginin beklenenin çok ötesinde olması İstanbul’da hızla yok olmaya aday açık alanlardaki olası arkeolojik yerlerin tespitini daha da önemli hale getirmektedir. Bu projelerin yarattığı olumlu etkiler İstanbul’un bütünü düşünüldüğünde daha pek çok veriyi barındıran bir bilgi arşivine sahip olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Yine İstanbul ilinin Anadolu yakasında uzun yıllardır herhangi bir arkeolojik kazı ve yüzey araştırma çalışmasının olmadığı bilinmektedir. Geçtiğimiz yıllarda başlatılan “Yoros Kalesi Kazısı” ve yakın tarihte başlayan “Pendik Kurtarma Kazısı” İstanbul’un Anadolu yakasındaki arkeolojik-tarihsel potansiyeli konusunda bizleri heyecanlandırmaktadır.

Bu çalışma kapsamında “İstanbul İli Yüzey Araştrmaları (İstYA) Projesi” adına araştırma yapılan tüm ilçelerde yukarıda sözü edilen üç uygulama alanının da proje kapsamında gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Bunların yanı sıra araştırma sırasında görsel belgeleme çalışmaları gerçekleştirilmekte ve çalışılan ilçedeki geçmiş projelerde tespit edilen arkeolojik-tarihsel tüm kültürel miras öğeleri görsel olarak belgelenmektedir. Yine proje kapsamında gerçekleştirilen “Sözlü Tarih” çalışmaları ile araştırılan her ilçenin sosyo-kültürel dokusu ve arşivinin oluşturulması hedeflenmektedir. Bu arşivin birçok bilimsel çalışmaya altlık oluşturacağı gerçeği de kaçınılmazdır. Bir diğer uygulama alanı olan “Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS)” çalışmalarıyla da İstanbul ili için arkeolojik-tarihsel verileri içeren dijital haritaların oluşturulmasıyla herkes tarafından rahatlıkla kullanılabilecek bir veri tabanı oluşturtulması planlanmaktadır.

Proje hakkında detaylı bilgi için www.istya.org adresini ziyaret edebilirsiniz.

 
  

MANYAS GÖLÜ DOĞU KESİM NEOLİTİK DÖNEM ARAŞTIRMALARI

Manyas Gölü’nün doğu kıyısında, 1987 yılında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından keşfedilen ve Akeramik Neolitik Dönem olarak tanımlanan Musluçeşme ve çevresinde 2017 yılında Doç. Dr. Eylem Özdoğan yönetiminde bir yüzey araştırması projesine başlanmıştır. Projenin ana amacı Musluçeşme yerleşiminde daha ayrıntılı ve kapsamlı bir çalışma gerçekleştirerek, dönemi ve niteliğine ilişkin daha somut bilgilere ulaşmanın yanında Manyas Gölü’nün doğusundaki alanı sistemli bir şekilde tarayarak, bölgede başka Neolitik yerleşim ya da buluntu yerlerinin olup olmadığını tespit etmektedir.

Yüzey araştırmaları Balıkesir ili Bandırma ilçesine bağlı mahalle statüsündeki Kuşcenneti, Yeşilcomlu, Kirazlı, Doğa ve Aksakal köylerinin arazilerilerinde gerçekleşmektedir. Alanın sınırlarını batıda Manyas Gölü, doğuda ise Balıkesir-Bursa il sınırı ile başlayan Karacabey Ovası belirlemektedir. Çalışmanın odaklandığı zaman aralığı ise Neolitik ve hemen öncesini kapsayan bir süreçtir.

Araştırmalarımızda yoğun ve sistematik bir yüzey taramasının yanı sıra, alanın Neolitik ve öncesindeki toplumlar tarafından nasıl kullanılmış olduğu da analiz edilmektedir. Bunun için yalnızca buluntu yerleri değil, buluntunun olmadığı alanlar da belgelenmektedir. Bu kapsamda GIS veri tabanı kullanılmakta, ayrıca belirlenmiş yerlerde özellikle Akeramik Musluçeşme yerleşiminde, topoğrafik haritaların yanı sıra jeomanyetik/jeoradar gibi yöntemlerin kullanılması planlanmaktadır. Projemizin bir diğer hedefi de araştırmalarımızın Manyas Gölü’nün oluşum sürecini de içerecek biçimde jeoarkeolojik çalışmalarla bütünleştirilmesidir.

2017 ve 2018 yıllarında yapılan araştırmalar, bölgenin Neolitik Dönemin başlarında yoğun olarak kullanıldığını ortaya koyacak sonuçlar vermiş, ayrıca avcı toplayıcı yerel Mezolitik grupların varlığına ilişkin bazı bulgulara da rastlanmıştır. Araştırma sahasında Paleolitik Çağ’ın farklı evrelerine, özellikle de Orta Paleolitik Çağ’a tarihlenen buluntularının yoğunlaştığı alanlarla da karşılaşılmıştır.


   










TEPECİK-ÇİFTLİK ARKEOLOJİK ARAŞTIRMA PROJESİ

Tepecik-Çiftlik, Orta Anadolu'da bulunan tarihöncesi döneme ait bir höyüktür. Niğde İli, Çiftlik İlçesi sınırları içerisinde yer alan höyük yaklaşık olarak MÖ 7500-5800 yılları arasına tarihlenmektedir.

1960'lı yıllarda İngiliz araştırmacı Ian Todd tarafından bilim dünyasına tanıtılan Tepecik-Çiftlik’te kazı çalışmaları 2000-2006 yılları arası Niğde Müzesi ile ortaklaşa, 2007 yılından itibaren ise T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Bakanlar Kurulu Kararlı kazılar kapsamında verilen izin ile Anabilim Dalımız öğretim üyesi Doç. Dr. Erhan Bıçakçı'nın bilimsel başkanlığında, yerli ve yabancı üniversitelerden konularında uzman çeşitli araştırmacı ve öğrencilerin katılımıyla oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilmektedir.

Tepecik-Çiftlik höyüğünde yaşamış olan topluluk veya toplulukların, bir yandan, önceki dönemlerin geçim ekonomisi olan avcılık ve toplayıcılığı devam ettirirken diğer taraftan da tarım ve hayvancılığı öğrenmeye ve uygulamaya başladıkları anlaşılmaktadır. Kazı çalışmalarında ortaya çıkartılan buluntu ve buluntu grupları, çeşitli malzeme örnekleri üzerinde yapılan arkeometrik çalışmalar yaşamış olan topluluk veya toplulukların sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel ve tekno kültürel yapılarının anlaşılmasının yanında, diğer topluluklarla ve doğal çevreyle ilişkileri hakkında önemli veriler sağlamaktadır.

Tepecik-Çiftlik’te yaşanmış olan dönemde, eski çevrenin (paleoekoloji) anlaşılmasına yönelik olarak  arkeolojik çalışmalara katkı sağlayan jeoloji, jeomorfoloji, volkanoloji, etnobotani, iklim bilim, arkeobotani ve arkeozooloji gibi diğer bilim dalları ve disiplinlerle ortak araştırmalar da yürütülmektedir.

Kazı çalışmaları dışında bölgede yürütülen bir başka araştırma alanınını da, yöresel mimari, yaşam ve geçim biçimlerinin tespiti ve belgelenmesinin sağlanmasına yönelik çalışmalar oluşturmaktadır. Burada mimarlık, mimarlık tarihi, etnoğrafya, etnoarkeoloji, sözlü tarih gibi çeşitli disiplinlerden faydalanılmaktadır. Amaç, bir yandan hızla yok olan bu veri ve bilgilerin belgelenmesini sağlamak, diğer taraftan da etnoarkeoloji, sözlü tarih gibi disiplinlerin metodolojik yapılarının oluşmasına katkıda bulunmaktır.

Proje hakkında daha ayrıntılı bilgi için www. tepecik-ciftlik.org adresini ziyaret edebilirsiniz.